Kütahya İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Kurtuluşun Öyküsü

 

  • Anıtla ilgili Mareşal Fevzi Çakmakla Konuşurken
  • Atatürk Bursa'dan İzmir'e giderken Kızılay hastanesi olan Kütahya istasyonuna ziyaretleri
  • Atatürk Eşi Latife Hanım, İsmet Paşa, Kazım Orbay, Kazım Karabekir Paşayla birlikte tören alanına gelişleri Kütahya 30 Ağ.1924
  • Atatürk Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı Temel Atma Töreninde
  • Atatürk Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı Temel Atma Töreninde Tören alanına gelişleri
  • Atatürk Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı Temel Atma Töreninde Tören birliklerini denetlerken Kütahya 30 Ağ.1924
  • Atatürk Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı Temel Atma Töreninde Tören birliklerinidenetlerken Kütahya 30 Ağ.1924
  • Atatürk Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı Temel Atma Töreninde Töreni sonrası
  • Atatürk Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı Temel Atma Töreninde Töreninde Başvekil İsmet İnönü ve Latife hanımla Hanım
  • Atatürk, Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı hakkında düşüncelerini aktarırken 30 Ağ.1924
  • Gazi Mustafa Kemal Alayunt İstasyonunda bir vatandaşın dilekçesini inceleyip gerekli talimatları verirken
  • Mustafa Kemal Paşa'nın Bursa'dan İzmir'e geçişinde hastahane olan istasyonu ziyareti Kütahya
  • Mustafa Kemal Paşa'nın Büyük Yurt Gezisinde Afyon'dan sonra Kütahya'ya gelişleri Kütahya24.Mart 1923
  • Şehit Sancaktar Mehmetçik Anıtı Temel Atma Töreninde










Kurtuluş Savaşı'nın en büyük muharebelerinden olan Büyük Taarruz; 26 Ağustos1922'de Kocatepe'de başlamış, 30 Ağustos'ta Zafertepeçalköy'de Büyük Komutan Gazi Mustafa Kemal'in Başkumandan Meydan Muharebesini kazanması ile Türkiye Cumhuriyetinin temeli Kütahya'da atılmıştır. Dumlupınar'da Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri..! emri ile düşman bu topraklardan çıkarılmıştır.

 

 
MİLLİ MÜCADELEDE KÜTAHYA

Kuruluşa ve Kurtuluşa ev sahipliği yapan, Milli Mücadele yıllarının en önemli olaylarına da sahne olan Kütahya; I. Dünya Savaşından sonra Osmanlı Devletini parçalamak, Türk topraklarını işgal etmek üzere harekete geçen sömürgeci devletlere karşı Türk milletinin var olduğunu bir kez daha dünyaya duyurduğu topraklardır.

Kütahya Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nin kurulduğu 20 Eylül 1919 tarihi, Kütahya'da Milli Mücadele'nin başlangıç tarihidir. 21 Temmuz 1920'de Kütahya Milli Alayı kurulmuş, Alay 6 Ağustos 1920'de Mustafa Kemal Paşa tarafından denetlenmiştir. Denetim sonrasında Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa, kendi el yazısıyla Kütahya halkı adına Mutasarrıf Sait Bey'e yazılmış takdirname vermiştir.

Kurtuluş Savaşı'nın en büyük muharebelerinden olan Büyük Taarruz; 26 Ağustos 1922' de Kocatepe' de başlamış, 30 Ağustos'ta Zafertepeçalköy' de büyük komutan Gazi Mustafa Kemal'in Başkumandan Meydan Muharebesini kazanması ile Türkiye Cumhuriyetinin temelleri Kütahya'da atılmıştır. Dumlupınar'da " Ordular İlk Hedefiniz Akdeniz'dir. İleri..!" emri ile düşman bu topraklardan çıkarılmıştır.

Artık Kütahya, Kuruluş ve Kurtuluştan sonra binlerce şehidi bağrında barındırarak " Şehitler ve Şehitlikler " diyarı da olmuştur.

Kütahya'yı ziyaret eden Mustafa Kemal riyasetindeki Büyük Millet Meclisi Heyeti'nin şehirden ayrılışı münasebetiyle,

Kütahya Mutasarrıfı Sait Beyefendiye. 6.VIII.1336 (1920)

Büyük Millet Meclisi'nin selâm ve ihtiramını muhterem halkımıza, kahraman orduya vehamiyetkâr memurine tebliğ etmek üzere Kütahya'yı ziyaret eden heyetimiz burada gördüğü mefharetbaşh ve itminanaver tezakürat-ı samimiye ve âliyeden dolayı fevkalâde müftehir ve mesrurdur. Vatanperver Kütahya ahalisinin malî fedakarlığı, maddi ve manevi himmet ve mesaisiyle beş on gün zarfında ihzar ve teçhiz edilen binlerce mevcuda baliğ kıtat-ı askeriyenin giriştiğimiz dini, milli, vatani mücadelede muzafferriyetimizi temin edecek kahraman bir zümre olarak isbat-ı fedakâri edeceğimden eminiz . Gerek zatıâlileriyle Müdafaa-i Hukuk Heyet-i gayyuresinin gerek umum Kütahya halkının mucib-i mühabat olan himematından dolayı hissettiğimiz Şükranı

Büyük Millet Meclisi namına beyan ile arz-ı veda eder ve işbu ihsasat-ı mahmedetkaranemizin aynen bütün ahaliye tebliğ buyurulmasını rica eyleriz.


Büyük Millet Meclisi Reisi


Mustafa Kemal

BAŞKUMANDAN MEYDAN MUHAREBESİ'NİN İKİNCİ YIL DÖNÜMÜNDE ŞEHİT SANCAKTAR MEHMETCİK ANITI TEMEL ATMA TÖRENİNDEKİ KONUŞMASI (30. VIII. 1924)

 

Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk Devleti'nin temeli burada atıldı. Ebedi hayatı burada taçlandırıldı, bu sahada, bu semada dolaşan şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimizin ebedi muhafızlarıdır. Burada temelini attığımız "Şehit asker" anıtı işte o ruhları, o ruhlarla beraber gazi arkadaşlarını, fedakar ve kahraman Türk vatanına göz dikenlere Türk'ün 30 Ağustos günündeki ateşini, süngüsünü, savletini, kudret ve iradesindeki şiddeti hatırlatacaktır.

Gençler!

Cesaretimizi takviye ve idame eden sizsiniz. Siz almakta olduğunuz terbiye ve irfan ile, insanlık meziyetinin, vatan muhabbetinin, fikir hürriyetinin en kıymetli timsali olacaksınız.

Ey yükselen yeni nesil! İstikbal sizsizin. Cumhuriyeti biz tesi ettik; onu ilâve ve idame edecek sizsiniz.

Arkadaşlar, bu gaza ve şahadet diyarını terkederken "Şehit Asker"i hep beraber hürmet ve tâzimle selâmlıyalım.

Mustafa Kemal

 

Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları :

 

Afyonkarahisar - - Dumlupınar Büyük Meydan Muharebesinde zulmedici ve gururlu bir ordunun asıl unsurları inanılmayacak kadar az bir zamanda yok ettiniz. Büyük ve soylu milletimizin fedakarlıklarına yaraşır olduğunuzu kanıtlıyorsunuz. Sahibimiz olan Büyük Türk Milleti, geleceğinden güven duymaya haklıdır. Muharebe meydanlarındaki beceriklilik ve fedakarlıklarınızı yakından görüyor ve izliyorum. Milletimizin hakkınızda verdiği değere aracılık etmek görevini, arkasına bırakmayarak, devamlı yapacağız.

Ordular: ilk hedefiniz Akdeniz' dir, ileri !

T.B.M.M Başkanı

Başkumandan

Mustafa Kemal

 


KÜTAHYA SULTANİSİNDE YAPTIĞI KONUŞMA (24 Mart 1923)

 

Muallime Hanımlar ve Muallim Efendiler;

Bu irfan sakfı altında hepinizi bir arada görmekten ve cümlenizi birden selamlamaktan fevkalade memnun ve bahtiyarım. Müdür Beyefendinin çok güzel tasvir ve izah eyledikleri gibi memleketimizi, heyeti içtimaiyemizi hedefi hakikate, hedefi saadete isal için iki orduya ihtiyaç vardır. Biri vatanın hayatını kurtaran asker ordusu, diğeri milletin istikbalini yoğuran irfan ordusu. Bu iki ordunun her ikiside kıymetlidir, alidir, feyizlidir, muhteremdir. Fakat bu iki ordudan hangisi daha kıymetlidir, hangisi yekdiğerine müreccahtır? Şüphesiz böyle bir tercih yapılamaz, bu iki ordunun ikisi de hayatidir.

 

Yalnız siz irfan ordusu mensupları, sizlere mensup olduğunuz ordunun kıymet ve kudsiyetini anlatmak için söyleyeyim ki sizler ölen ve öldürebilen birinci orduya niçin öldürüp niçin öğreten bir orduya mensupsunuz.

(Alkışlar)

Muhterem Muallime Hanımlar ve Muallim Beyler; biz iki ordudan birincisine, vatanı çiğnemeye gelen düşman karşısında kan akıtan birinci orduya, bütün dünya bilir ve bütür dünya şahit oldu ki, pek mükemmelen malikiz. Vatanın dört sene evvel düştüğü büyük felaketten sonra yoktan var olan bu ordu, vatanı yok etmeye gelen düşmanı vatanın harimi ismetinde boğup mahvetti. (Şiddetli alkışlar). Yalnız, işimiz yalnız bu orduya malikiyetle bitmiş, gayemiz yalnız bu ordunun zaferiyle hitame ermiş değildir.

Bir millet irfan ordusuna malik oldukça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin payidar neticeler vermesi ancak irfan ordusu ile kaimdir. Bu ikinci ordu olmadan birinci ordunun semeratı ufuleder. Milletimizi hakiki saadet ve selamete isal etmek istiyorsak, bizi ölümden kurtaran ve hayata götüren bugünkü şekli idaremizin ebediyetini istiyorsak, bir an evvel büyük, mükemmel, nurlu bir irfan ordusuna malik olmak zaruretinde bulunduğumuzu inkar edemeyiz.

Eski idarelerin eski hükümet sistemlerinin en büyük fenalıklarından biri de irfan ordusuna layık oldukları büyük ehemmiyeti vermemeleridir.Eğer bu ehemmiyet verilseydi. İstikbali ellerine tevdi ettiğimiz sizlere, istikbal kadar emin bir mevki verilmek lazım gelirdi. Henüz üç bucuk, dört senelik bir hayata malik olan milli idaremiz de vakıa irfan ordusu ile layık olduğu kadar iştigal edememiştir. Fakat bundaki zarureti milletin münevverleri olan sizler, elbetteki herkesten daha iyi takdir edersiniz. Bütün kuvvetlerimizi yalnız cepheye hasrettiğimiz, bütün menabiimizi cephedeki orduda temerküz ettirmeğe mecbur olduğumuz bu kısa müddet içinde, bittabi irfan ordusu ile layikiyle meşgul olamazdık. Lakin cenabı hakka binlerce hamdü sena olsun ki düşman karşısındaki aziz ordumuz için sarf ettiğimiz bütün emekler, mes'ut semeratını verdi.

Artık bundan sonra aynı kuvvet, aynı faaliyet, aynı himmetle irfan ordusu için çalışacak ve birincide olduğu gibi bu ikinci ordudan dahi emeklerimizin, faaliyetlerimizin, himmetlerimizin mes'ut ve muzaffer semelerini aynı parlaklık ve fevzü bereketle istihsal edeceğiz. (Alkışlar)

Arkadaşlar!

Asker ordusu ile irfan ordusu arasındaki müşahebet ve mutabakat arz etmiş olmak için şunu da ilave edeyim: Kıymetli bir eserde, "Ordunun ruhu heyeti zabitan ve kumanda heyetidir." Deniliyor. Hakikaten böyledir. Bir ordunun kıymeti, zabitan ve kumanda heyetinin kıymeti ile ölçülür. Siz mualime hanımlar ve mualim beyler, sizlerde irfan ordusunun zabitan ve kumanda heyetisiniz. Sizin ordunuzun kıymeti de sizlerin kıymetinizle ölçülecektir. İstiklal Mücadele'sinde üç dört senedir, düşmanı topraklarımızda mahvetmek için yaptığımız harpte, ordunun ruhu olan zabitan ve kumanda heyet ve erkanı, kıymetlerinin yüksekliğini nasıl ibraz ve ispat etmişse bundan sonra yapacağımız hur ve inkilap mücadelesinin, milletimize bir karanlık gibi çöken cehli umumiyi mağlup ve makhur etmek harbinde dahi irfan ordusunun ruhu olan siz muallime hanımlar ve muallim beylerin aynı kabiliyeti ihsas ve iraye edeceğinize eminim. Hepinizi bu emniyetle selamlarım muhterem arkadaşlar. (Sürekli ve şiddetli alkışlar)

Yeni Gün Gazetesi, Sayı:764-1141, 2 Nisan 1923,s.4; Hakimiyeti Milliye Gazetesi, - Sayı:779,2 Nisan 1923,